CHP MİLLETVEKİLİ'NDEN GAZETECİLER İÇİN KANUN TEKLİFİ

CHP MİLLETVEKİLİ'NDEN GAZETECİLER İÇİN KANUN TEKLİFİ
Editör: İlk Haber
20 Ağustos 2018 - 06:26

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, mesleki faaliyetlerini ifa eden gazetecilerin, tutuksuz yargılanmasına ilişkin Kanun Teklifi verdi. Tanal, “ İktidar, cezaevinde gazetecilik faaliyetinden dolayı yatan kimse yok dese de biz biliyoruz ki asıl sebep muhalif birer gazeteci olmaları. Kanun teklifim yasalaşmalı ve gazeteci tutuklanma korkusuyla haber yapmamalıdır” dedi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre 143 gazetecinin cezaevinde. Gazeteciler üzerinde tutuklanma tehdidi ile otokontrol yaratıldığını ifade eden CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden kaynaklı davalarda tutuksuz yargılanması için Meclis’e Kanun Teklifi sundu.  5187 sayılı Basın Kanunu ile 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda değişiklik teklif eden Tanal, teklifin Meclis’ten geçmesi halinde Türkiye’deki yara almış basın özgürlüğüne de can suyu olacağını kaydetti. Tanal, sözlerine şöyle devam etti:

“Neden tutuklandığını bilmeyen, iddianamesi hazırlanmayan, terörle ilgisi dahi olmadığı halde zoraki iltisaklı algısı yaratılan Türkiye’de birçok gazeteci var. Basın mensupları ile yaptığım sohbetlerde, neredeyse artık klişeleşmiş bir sözü sıkça duyar oldum. İçeridekiler mi daha özgür biz mi belli değil. Bu algının kırılması için, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklanmaması gerekir.  Basın hürriyetinin sağlanması için her türlü tedbir alma görevi devlete verilmiştir. Basın mensuplarının haber yapma hürriyetleri ve vatandaşın bilgiye erişim hakkının tesisi için basın yayın hakkı özel korumaya alınmalıdır. Bunun için kullanılacak en temel yöntem ise, haber yapan kişilerin haber yapabilmesi için uygun koşulların sağlanmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında basın hürdür ve sansür edilemez ifadesi m.28’de yer almıştır. Anayasamıza göre ‘Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır’ hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere Devletin özgür basın için her türlü tedbiri almalıdır. Basın mensuplarının meslekleri dolayısıyla tutuklu yargılanması ise devletlerin demokratik olma ya da demokratik olmama noktasında aldıkları bir tavırdır. Basın mensuplarının mesleki faaliyetleri dolayısıyla tutuklanması olgusu, devlet gücünün devlet otoritelerince hovarda kullanımından başka bir tutum değildir. Basın mensuplarına mesleki faaliyetleri dolayısıyla yapılan yargılama süresince getirilecek olan tutuksuz yargılama, hukuki dokunulmazlık demek değildir. Basın mensubu kişilerin mesleki faaliyetleri sırasında nefret söylemi, hakaret, yalan haber, devlet sırlarını ifşa, casusluk gibi eylemler haber içeriğinde olan olaylar ise, yargılama sonucunda kişiler hüküm alabilecektir. Öyle ki Voltaire “Senin düşüncelerine katılmıyorum ama düşünceni özgürce ifade edebilmen için canımı bile veririm” ifade özgürlüğünün dokunulmaz olduğunu ifade etmiştir. Siyasi aktörlerin, devlet otoritesini kullanan kişilerin medya sahipleri üzerinde uyguladığı sistematik ve düzenli baskılar, devlet otoritesinin elindeki gücün kötüye kullanılması dolayısıyla pek çok medya kuruluşunun kuruluş felsefesi olan özgürlük, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesinden uzaklaşmıştır. Siyasi aktörlerin devlet gücünü kullanarak medya sahiplerine sopa göstermeleri, ekonomik ve ticari korkutmalara göğüs geremez olmuş, hatta kimi zaman söz konusu korkutmalarla mücadele etmekten bu tehditleri defetme çabasına girişilmesinden asıl işleri olan “Haber”i yapamaz hale getirilmişlerdir. Basın özgürlüğüne “terör örgünü mensubu olmak, devletin sırlarını ifşa etmek” gibi uydurma gerekçelerle müdahale edilmeye başlanılmıştır. Alınan kelimeler adeta yapılan müdahalelere birer kılıf olmuştur. Basın özgürlüğü, siyasilerin ve devlet otoritesini kullanan kişilerin tutumlarına göre şekillenir hale getirilmiştir. Basın mensuplarının tutuklu yargılanması kavramı sansür ile eşdeğerdir. Basın mensubu kişilerin tutuklu yargılanması olgusu masumiyet karinesine verilen büyük zarar, ifade özgürlüğü ile haber alma hürriyetinin önünde büyük engeldir.”

Tanal’ın basın özgürlüğüne ilişkin Meclis’e sunduğu Kanun Teklifi metni ise şöyle;

5187 SAYILI BASIN KANUNU İLE 5271 SAYILI CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

 

MADDE 1- : 5187 sayılı kanun m 3 şu şekilde düzenlenmiştir.

 

  1. Maddeden sonra gelmek üzere ek cümle;

 

Söz konusu sınırlama habere ilişkin tedbir niteliğindedir. Mahkemelerin vermiş olduğu tedbir kararlarından başka bir sınırlama getirilemez. Alınacak tedbirler kapsamında haberi yapan basın mensubu kişi tutuklanamaz.

 

MADDE 2- 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu m101 şu şekilde düzenlenmiştir.

 

(5) nolu fıkradan sonra gelmek üzere;

 

(6) Mesleki faaliyeti dolayısıyla hiçbir basın yayın kuruluşu mensubu tutuklanamaz.

 

MADDE 3- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe gire.

 

MADDE 4-  Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanlığı yürütür.