Amerika'ya Gitmeyin Sır Pazarlıklarına Girmeyin

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD seyahati öncesinde İYİ Parti Milli Güvenlikten Sorumlu Başkanı Aytun Çıray çarpıcı açıklamalar yaptı.

Çıray, AKP zihniyetinin çok vahim dış politika hatalarına dikkat çekti ve sordu “Acaba Trump’ın davetinin tuzağı, Sayın Cumhurbaşkanının Esad’la görüşme olasılığını tamamen ortadan kaldırmak için mi? Hem ABD, hem Rusya bunun gerçekleşmemesi için ortak bir proje çerçevesinde mi hareket ediyorlar?”

BECERİKSİZLER YÜZÜNDEN MİLLİ VARLIĞIMIZ ŞANTAJ ALTINDA

2014’te Meclis Genel Kurulunda yaptığı bir konuşmayı hatırlatan Aytun Çıray, “FETÖ hıyanet çetesinin servis ettiği ‘tape’ler hakkında konuşan zamanın Başbakan’ın Sayın Erdoğan ‘sadece beni değil Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanı, AYM başkanı ve daha bir çok kişi de dinlenmiş’ dediğine göre… Milli varlığımızı, şantaj altında olan bir Cumhurbaşkanı, bir Genelkurmay başkanı ve hükümetten daha fazla ne tehdit edebilir? Ülkemiz acaba bunlar yüzünden rehin alınmış olabilir mi? Kıbrıs E. Cumhurbaşkanı ve Dışişleri konutunun dinlenmesi ile ilgili tapeler gösteriyor ki, bu beceriksizler yüzünden devlet sırrı diye bir şey kalmamış. Soruyorum; bu devlet sırlarının neler olduğunu merak etmiyor musunuz?” dedi.

TRUMP’IN HAKARET DOLU MEKTUBU İADELİ TAAHHÜTLÜ DEĞİL!

2014’de TBMM’de yaptığı konuşmada belirttiği tehlikenin, beş yıl sonra Cumhuriyet tarihimizin en büyük dış politika faciası olan Suriye politikalarında AKP’nin elini ayağını bağladığını ifade eden Çıray, “Devletin ve Türkiye’yi yöneten siyasilerin hain FETÖ tarafından dış ülkelere taşınan sırları bizi Trump adlı  şov delisi bir egosantriğin küçültücü muhatabı yaptı. Cumhurbaşkanına yapılan ‘aptal olma’ hakareti esasen kendisini Türk Milleti’nin mensubu sayan herkes için onur kırıcıdır. Bunu anlamamazlıktan gelemeyiz. Trump’ın hakaretamiz mektubu iadeli taahhütlü değildir ve Türk milletinin temsil edenler bir teröriste giden mektubu taşıyacak posta memuru değildir. Aşağılamayı bir iş bağlama yöntemi olarak gören Trump’a ne yazık ki haddi bildirilememiştir.”

AMERİKA’YA GİTMEYİN, SIR PAZARLIKLARINA GİRMEYİN

13 Kasımda yapılacak olan Trump- Erdoğan görüşmesinin bilinmesine rağmen Amerika Temsilciler Meclisi’nde alına sözde Ermeni soykırımı ve Erdoğan’ın malvarlığının araştırılmasına dair kararların tehdit siyasetlerinin bir devamı olduğunu anlatan Çıray, “Sayın Erdoğan, elinin zayıflatıldığı bu şartlarda Amerika’ya gidip pazarlık masasına oturmamalıdır, dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:

“Sayın Erdoğan, ABD ve Rusya Suriye’de çoktan mutabık kaldılar. Bunu farketmeden uyguladığınız dış politikalar ne yazık ki Türkiye’yi, artık neredeyse sadece bir Ortadoğu ülkesi statüsüne indirgedi. Ortadoğu malum, supraglobal güçlerin kurumları kendilerine tabi ettikleri kolaylıkla hakim olunan bir coğrafyanın adıdır. Ne yazık ki, biz de aynı haysiyet kırıcı statünün tam merkezine yuvarlanıyoruz. Meselenin en az Trump’ın davetine evet denmesi kadar ağır bir boyutu da Rusya'yla ilişkilerimizin aldığı haldir. Şimdi Düşürüğümüz uçağın ve Rus pilotun kan parası olarak S- 400 aldık. Akkuyu’daki Nükleer santral yapımında zaman geçtikçe açığa çıkacak taahhütler altına girdik. Bakalım Beyaz Saray’ın ABD Kongresinin S-400’lerle ilgili yaptırım kararından vazgeçmeyeceğine ilişkin açıklaması gezinin iptali için bir gerekçe olarak kullanma basireti gösterilecek mi? Lütfen gitmeyi ve sır pazarlıklarına girmeyin!”