Esin Köymen, İBB Meclisi'nde Konuştu
Maltepe Belediye Başkanı Mimar Esin Köymen, İstanbul Büyükşehir Belediye (IBB) Meclisi'nin temmuz ayı olağan toplantılarında bir konuşma yaptı. Başkan Köymen bu konuşmayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluğunun 115. gününde, ilçe belediye başkanları ve meclis üyelerinin cezaevinde olduğu bir ortamda gerçekleştirdiğine dikkat çekti.
“SİYASİ VE MALİ BASKILARA RAĞMEN HALKIMIZA HİZMET VERMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Küresel düzeyde yaşanmakta olan ekonomik, toplumsal ve siyasal krizlerin açık bir savaşa dönüşmüş durumda olduğuna değinen Köymen “Bu krizlerin merkezine doğru çekilmekte olan ülkemizde çeşitli siyasi ve mali baskılara rağmen halkımıza hizmet vermeye çalışıyoruz. Krizin en ağır şekli ortadayken ülkemizin il ve ilçelerinde yerel yöneticiler olarak bizler senaryolara, önceden yazılmış ve yalancı tanıkların ellerine peşinen hazırlanıp tutuşturulmuş ve ezberletilmiş ifadelere dayanılarak tutuklanma tehdidi altındayız. Düşmanca bir organize kötülük ve sonu gelmeyecek gibi görünen amansız bir cadı avıyla karşı karşıyayız. Gün geçmiyorki bir belediye başkanımız, bürokratlarımız veya belediye meclis üyelerimizin sabaha karşı evi kuşatılmasın. Apar topar adeta esir alınan düşman askeri muamelesiyle gözaltına alınıp tutuklanmasın” diye konuştu.
BAŞKAN ÇALIK’A DESTEK
Kolunda kateter olduğu halde kelepçelenen, ağır bir tedavi süreci yaşarken tedavisi engellenen başkanlarının bulunduğunu söyleyen Başkan Köymen “Mehmet Murat Çalık Başkana bu yapılana zulüm demek bile hafif kalır. Bir yanda bunlar yapılırken bir yandan ne olduğu halen anlaşılamayan demokratikleşme nutukları atılıyor. Demokrasi sonuna kadar mücadelemiz ama zurnada peşrev olmaz” ifadelerini kullandı.
“MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR”
Göreve başladıklarında yaşadıkları mali baskılara rağmen doğru strateji belirleyip doğru planlama yaparak başarılı olduklarını gururla söylediğini ifade eden Köymen “Başarımızdan ürken siyasi iktidarın entrika çevirmekten başka çaresi kalmadı. Bu konuda ne kadar mahir oldukları da ülke ve dünya kamuoyunun takdirindedir. İlçelerimizde yer alan bazı iktidar partilerinden kimi siyasetçilerin bazı sermaye gruplarıyla içine girdikleri kirli ilişkilerin boyutu giderek artıyor. Ancak iktidar olmanı verdiği cesaret ve kayırma bu kirli ilişkilerin üzerini ne yazık ki örtüyor ama yinede mızrak çuvala sığmıyor. İktidar ve ortaklarının paçalarından yolsuzluk akıyor. Bunların yargıya taşınamamış olması temiz oldukları anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.
“YILMADIK, YILMAYACAĞIZ VE MÜCADELEYE DEVAM”
Köymen, hukukun evrensel ilkelere göre yeniden tesis edilmesinin ve insan haklarının tam anlamıyla güvence altına alınmasının hem bugünün hem de geleceğin toplum yapısı için hayati önem taşıdığına vurgu yaptı. “Peki bu noktaya nasıl geldik” diyen Köymen “Bu sorunun cevabı çok karışık değil. 31 Mart seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin aldığı oy oranları fincancının katırlarını ürkütmüştür. Halkımız bizlere gösterdiği teveccühe itibar suikastleriyle ve kumpaslarıyla karşılık verilmiştir. Ama unuttukları bir şey var. Bizler bu yola girerken dikensiz gül bahçelerinden geçmeyeceğimizin bilincindeydik. Pervasızlığın bu kadarı şahsen benim aklımın ucundan bile geçmiyordu fakat yılmadık, yılmayacağız ve mücadeleye devam” dedi.
“AĞAÇTAN, ODUNDAN İTİRAFÇI YONTARAK YAPILAN BU SÜREÇ ASIRLAR BOYUNCA UNUTULMAYACAKTIR”
Ekrem İmamoğlu’nun planlı bir olaylar silsilesine muhatap bırakıldığına dikkat çeken Başkan Köymen “Plan ve projesi üst akıl tarafından hazırlanan, tarihin tanık olmadığı bir olayla diploma kumpası eklendi. Bunun dayandığı iki temel olgu vardı. Birincisi Kanal İstanbul olayı, ikincisi dört seçimdir AKP’yi sandıktan dışarı çıkarmayan Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığıydı. Ya Kanal Ya İstanbul diye yapılan seçimde halkın ezici çoğunluğu projeyi reddetmiştir ve İstanbul’a evet demiştir. Bu sonuç iktidar bloğunun dayanabileceği bir durum değildi. Halk sadece İstanbul’a değil Ekrem Başkan’a da ‘Evet’ dedi. İkinci olgu dört seçimdir AKP’yi yenen Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için halkımızdan aldığı onay, iktidar bloğunun kimyasını adam akıllı bozmasıydı. Önlem almada gecikmediler. İktidar partisinin belediyelerinin yolunu bile bilmeyen Sayıştay ve mülkiye müfettişleri neredeyse CHP’li belediyelerde sabahlar hale gelmişlerdi. Yapılan onca denetime rağmen yapılan bir tek Sayıştay ve mülkiye müfettişi raporu yoktur ki bu keyfi tutuklamalara dayanak gösterilsin. Ağaçtan, odundan itirafçı yontarak yapılan bu süreç asırlar boyunca unutulmayacaktır. Somut hiçbir delile dayanmayan iddialarıyla CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar hukukun ve adaletin yüz karası olarak tarihteki yerini alacaktır. Müsebbipleri uygulamak istemedikleri hukukun gazabına uğrayacaklardır” diye konuştu.
KENT SUÇU
Mimar olarak Kanal İstanbul gibi kent suçlarına karşı yıllarca mücadele ettiğini anımsatan Köymen, Maltepe halkının oylarıyla seçildiği belediye başkanlığı görevinde de buna devam edeceğini yineledi. Kanal İstanbul’un Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma sebeplerinden biri olan, bilimsel raporlara rağmen doğaya, tarım arazilerine, su havzalarına ve Kuzey Ormanlarını yok sayan, İstanbul’un kalbine hançer gibi saplanmak istenen bir rant projesi olduğunu söyleyen Köymen, bu projenin bir ulaşım meselesi değil rejim meselesi olduğunu, kentleri kimin yöneteceğini içerdiğini ifade etti. Projeyle İstanbul’un nüfusuna iki, iki buçuk milyon yeni nüfus ekleneceğini şehrin altyapısını ve kaynaklarının bu nüfusu kaldıracak ölçekte olmayacağını, su stresi ve gıdada dramatik şekilde artışlar yaşanacağını vurgulayan Köymen proje için harcanacak kaynağın şehrin afete katlı hazırlanması için kullanılması gerektiğini ifade etti.