Kartal'da Çekici Zulmü

ABONE OL

Kartal’da, gerek Trafik Vakfı’na ait, gerekse Polis Hizmetleri Derneği’ne ait çekicilerin, olur olmaz yerlerden araçları çekmesi, ekonomik krizden bunalan esnafı ve vatandaşı isyan ettirdi.

VATANDAŞ ÇARESİZ, SORUMLULAR SUSKUN.!

Tüm şikayetlere rağmen, çekiciler harıl harıl araç çekmeye devam ediyor. Şehir merkezlerine, Apartmanların altlarına, Ana caddelere Oto Park yaptırmaktan ve yapmaktan sorumlu olan yetkililerin, bu duruma çözüm bulmak yerine sessiz kalması da büyük tepki topluyor.

Siyasiler ve sorumlular sessizliğini korurken, olan çekicinin arkasından koşturmak zorunda kalan vatandaşa oluyor. Aracın hangi otoparka götürüldüğünü öğrenip, taksiyle otomobilinin yanına gelebilen sürücü için burada cüzdan çilesi başlıyor. Kendisi park etmediği otoparkın ücreti 12, çekici parası ise 90 lira. 108 lira olan park ihlali cezası ise ayrıca adrese gönderiliyor. Bu uygulamayla sürücülerin cebinden 210 lira çıkıyor.

BİZİM SORUNLARIMIZ KİM DİNLEYECEK?

Derdini kimseye anlatamayan Esnaflar “ Vatandaş İspark’a gidiyor dolu, oto park’larda yer yok, ihtiyacını görmek için ne yapacak nereye park edecek.? Trafik’e engel olmayacak şekilde sokak aralarına, yol kenarına park edecek, 10 TL’lik bir şey alacak geliyor aracı yok, ayakkabı alacak, geliyor arabası yok, eczaneden ilaç alacak, geliyor aracı çekilmiş, bu allaha revamı, adalet mi vicdan mı? Bizim bu sorunlarımızı kim dinleyecek, kim çözüm bulacak” dedi

ARAÇLARIN ÇEKİLMEMESİ GEREKİYOR

Bu arada, İçişleri Bakanlığı’nın 2008’de yayımladığı genelgeye göre aracın çekilmemesi gerekiyor, sadece park ihlaliyle para cezası uygulanması gerekiyor. Genelgeye rağmen sadece İstanbul’da günde 500-600 araç çekiliyor. Uzmanlar, park yasağını ihlal eden araçların taşınması yerine fotoğraflarının çekildiği elektronik denetleme sistemine (EDS) geçilmesi gerektiğini söylüyor. Birçok ülkede uygulanan sistemin, trafik akışını engelleyen araç parkına son verdiğini belirten uzmanlar, İstanbul’da kısmen uygulanan sistemin yaygınlaştırılmasını öneriyor.

İstanbul’da park ihlali yapan araçların çekim işini İstanbul Trafik Vakfı yapıyor. 2008 yılında İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı bir genelge ile araç çekme işlemi yasaklandı ve sadece park cezası kesilmesine karar verildi. Ancak bu karar, 21 Mart 2012’de değiştirildi. Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne, “Araç kaldırılıp götürülmeden veya götürüldüğü esnada sahibinin gelmesi durumunda idari para cezası kadar tutar, kendisine tebliğ edilmek ve yapılan masraflar ödettirilmek suretiyle kişiye teslim edilir.” şeklinde ibare konuldu.

ÇEKİCİLER, YAZILI TALİMAT OLMADAN ARAÇLARI ÇEKEMEZ

Öte yandan Vakfın sitesinde “İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nün sorumluluk bölgelerinde görevlendirdiği trafik polis memurlarının kaldırılmasına ve çekilmesine gerek gördüğü araçlar, memurun sorumluluğunda ve yakınında bulunan Trafik Vakfı çekicilerine yazılı emir vermesiyle çekilmektedir ve memurun yazılı emri olmadan hiçbir araç kaldırılmaz.” denilse de uygulamada bu duruma riayet edilmiyor.

Çekicilere yazılı emir vermek bir yana, trafik polisleri bizzat çekicilerin içinde oturarak arçları çekiyorlar. Bu çekme işlemi sadece Vakfın Çekicileri ile sınırlı değil. İstanbul’daki İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Polis Hizmetleri Dernekleri İktisadi İşletmeleri ile yıl içinde yapılan hasılat paylaşımı sözleşmeleri doğrultusunda, onların da çekici hizmeti vermesine imkân tanımış. Bu şekilde ilçe derneklerinin gelir elde etmesi sağlanmış.

Yetkililere sormak gerekiyor.

-“Memurun yazılı talimatı olmadan hiçbir araç kaldırılmaz” denilmesine rağmen neden yasa ihlal ediyor?

-Neden her yıl binlerce araç trafik’e çıkmasına rağmen, toplanan bu paralarla Oto Park yapılmıyor?

-Hem oto park yapmamak, hem vatandaşın aracını çekmek haksızlık hukuksuzluk değilmidir?

-Toplanan bu paralırın nerelere harcandığını bilmek bu milletin hakkı değilmidir?

-Evler yollar yapılırken, vatandaşlardan oto park parası kesen İBB, neden oto park yapmıyor da, vatandaşın vergisiyle yapılan caddeleri oto  park’a çeviriyor? Bu haksızlık hukuksuzluk adaletsizlik değilmidir?