CHP'li Emecan'dan Kod 29'lular İçin Kanun Teklifi

ABONE OL

CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, işten çıkarılma gerekçesi ne olursa olsun bütün işçilerin işsizlik sigortası fonundan yararlanmaları ile ilgili kanun teklifi verdi. Teklif, pandemi boyunca Kod 29 ile işten çıkarılan işçilerin de işsizlik sigortası fonundan yararlanmalarını öngörüyor.

Kanun teklifinde Emecan, “İşsizlik Fonu işçilerin maaşlarından kesilerek oluşturulmuş, işçilere ait bir fondur. İşçinin belli gerekçe ve kodlarla işten çıkarılarak bu fondan yararlanmasının önüne geçilmesi kabul edilemez. İşçinin hakkı, işverenin ya da iktidarın ‘iyi niyet’ ya da ‘insafına’ bırakılamaz. Bu fon işçinin alınteri ile birikmiştir. Yaşadığımız pandemi süreci işçilerin adeta bahanelerle işten çıkarıldığı bir noktaya gelmiştir ve bu kabul edilemez. Dolayısıyla pandemi süresince her ne gerekçe ile işten çıkarılırsa çıkarılsın tüm işçiler bu fondan yararlanmalıdırlar.” dedi.
Kanun Teklifi’nin gerekçesinde şunlara yer verildi:
İşçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından İş Kanunu'nun 25-II maddesinde yer alan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” gerekçesi ile feshedilmesi hakkı, pandemi dönemi işten çıkarma yasağının dışında tutulmaktadır. İş akdinin işveren tarafından feshine ilişkin olarak işverenler, akdin feshini SGK Portalına sosyal güvenlik mevzuatı gereğince belli bir kod (Kod-29) ile bildirmektedirler. SGK'dan elde edilen verilere göre 2020 yılında 176 bin 662 işçi Kod-29 nedeniyle işten çıkarılmıştır.
34 bin 145 kadın ve 142 bin 517 erkek işçi Kod-29 bahanesiyle işlerinden olmuş, böylece Kod-29 ile işten çıkarılanların sayısı ayda ortalama 14 bin 772 ve günde ortalama 491 kişiye yükselmiştir.
Haklı nedenle işten çıkarılan işçiler kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alamamaktadırlar. Ayrıca haklı nedenle işten çıkarılan işçiler İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işsizlik ödeneğinden de yararlanamamaktadırlar.
Açıktır ki İş Kanunu'nun 25-II maddesi işten çıkarma yasağına yönelik kötü amaçla kullanılmaktadır.
İşsizlik sigortası, kuruluş amacı çerçevesinde iş hayatından geçici olarak ayrılmış sigortalıların, işsiz kaldıkları dönemde en azından yaşamlarını sürdürebilecekleri bir gelir güvencesini sağlayarak ortaya çıkan ekonomik riski azaltmayı amaçlar. Ne yazık ki, Kanun ayrım yaparak işten ayrılma hallerinde, işçinin haklı nedenle iş akdini feshi hali ile işveren tarafından geçerli nedenle fesih hali ve hastalık veya işyerinin kapanması hallerinde işsizlik ödeneğine hak kazanılabileceğini düzenlemiştir. İşverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymama nedeniyle işçinin iş akdini feshetmesi hali işsizlik ödeneğine hak kazanmada kapsam dışı bırakılmıştır. Oysa, işsizlik sigortası, işçi, işveren ve devlet tarafından ödenen primler çerçevesinde işsizlik halinde işçiyi korumayı hedefleyen bir sigorta koludur ve bu anlamda iş akdinin sona ermesinin çeşitlerinin bir ceza olarak kullanılması, sigorta mantığına ters düşmektedir. Sigortacılık mantığı ile ters düşen bu yaklaşım iş akdi son bulan ücretinden olan, kıdem ve ihbar tazminatından mahrum kalan işçiye üçüncü bir ceza haline gelmektedir.
Bu kanun teklifi ile ortaya çıkan bu hakkaniyetsiz, adaletsiz durumun ortadan kaldırılarak, işçilerin yıllardır ödediği primlerle oluşturulan işsizlik sigortasından her ne sebeple işten ayrılmış olurlarsa olsunlar faydalanmaları öngörülmektedir.