BİLİM İLE DİN FELSEFE İLE DİN-2

AYDIN EKİCİ
ABONE OL

Görüldüğü gibi insanlığın ortaya çıkışıyla birlikte insanoğlu çok karmaşık süreçlerden geçmiştir. Köleci toplumla başlayan din ve tanrı kavramı semavi dinlerle az da olsa duraklama dönemine geçmiş ana zaafı egemen güçler lehine lehine çevirmeyi başarmıştır. Birçok felsefe türü ortaya çıkmıştır, yazımın başında belirttiğim aslen materyalist felsefe ve idealist felsefedir.

    Epistemoloji bilgi felsefesi

Etik ahlak felsefe
Antoloji varlık felsefesi
Estetik sanat felsefesi
Bilim felsefesi, siyaset felsefesi, din felsefesi, analitik felsefe… uzar gider.
 
Antik çağ Yunanistan’da başlayan felsefe çoğu zaman egemen güçlerin belirleyiciliğinde güdük kalmıştır. Bu durum egemen güçlerin dini kullanarak varlıklarını, hakimiyetlerini sürdürmelerini olanaklı kılmıştır.
Günümüzde ise siyasi iktidarlar ve aktörleri dini siyasallaştırarak amaçlarından uzaklaştırıp en kirli en iğrenç amaçlarına alet etmektedirler.
Emperyalist ve egemen güçlerin en güçlü silahını dinler oluşturmaktadır.
Ne acıdır ki semavi (tek tanrılı) dinlerin reddettiği ne kadar iğrençlik varsa, özellikle İslam ülkelerinde bugün siyasi iktidarlar amaçları uğruna kullanmaktadırlar.
Bu iğrenç insanlar felsefenin gelişmemesi için idealist felsefenin dahi okullarda okutulmasının önüne duvar ördüler. Çünkü felsefenin düşünmek, gelişmek, fikir üretmek, doğruyu/yanlışı ayırt etmek olduğunu iyi biliyorlar…
Bu iğrenç insanlar ve diktatörler kendi saltanatlarını sürdürmek için bu kirli emellerinden asla vazgeçmezler.
Bilim ve felsefeye karşı çıkarak faktörünü bir susturma aracı olarak kullanmaya devam edeceklerdir.
Toplumun inançları üzerinde her gün yeni bir tiyatro yeni bir gündem sergilemekte asla vazgeçmezler.
Canım ülkemde hiçbir ülkede olmadığı kadar bu iğrençlik sürdürülmektedir.
Unutmayalım ki felsefe, bilim, demokratik örgütlenme yönetenlerin korkulu rüyasıdır. Kaybettiğimiz her dakika Türk halkına ve dünya halklarına ihanettir.
Materyalist felsefeye göre hırsızlara, namussuzlara, halk düşmanı bu vatan hainlerine sahip çıkmak, onları kollayıp korumak da halka düşmanlık ve ihanettir. Bunun içindir ki egemen güçler toplumun uyanmaması için bugüne kadar neyse bugün de odur.
Bizler toplumun temiz inançlarına karşı değiliz. Bizler toplumun temiz dini inançlarını kullanan, dini siyasallaştıran bu leş kargası çapulculara karşı toplumu aydınlatmaktan asla vaz geçmeyiz…
Milli hedefe ulaşmanın yolu toplumsal birlik ve dayanışmanın yanı sıra bir üretim, iki iktisadi kalkınma, üçüncüsü ise kültürel değişimden geçen tüm kurumların yolu materyalist felsefeden geçer.
Dini siyasallaştırarak kendi kirli oyunlarına alet edip saltanatlarını sürdüren ülke ve halkını hiçe sayan dincilere! İnançlarını tertemiz duygularla yaşayan dindarlara selam olsun!..
Gerçek bir devrimci inançlara saygıda kusur etmediği gibi asla halkını ayrıştırmaz, tepeden bakmaz, vatanına, halkına ve tüm yaşamsal değerlere sahip çıkmayı vazgeçilmez kutsal bir görev sayar, yurduna, halkına ihanet edenlere seyirci kalmaz.
Tarihimizde 2. Abdulhamit’in dini siyasallaştıran, kapitülasyonlar sürecinin ………………… yani ülkeyi yabancı güçlere borçlandıran imparatorluğun çöküşünü hazırlayan zattır.
Günümüz Türkiyesinde hiçbir dönemde bu ölçekte din siyasallaştırılmamıştır. Hiç olmadık ölçüde bir bilinmeze sürükleniyoruz. Tüm bunları görmezden gelen, anlamayan bir toplum oluşturuyorlar. Bunun içindir ki halkını çağdaş bilim, felsefe ve edebiyattan koparıyorlar.