Cumhuriyet Savcısı'nı Öldüren Zanlı İlk Kez Hakim Karşısında
Çekmeköyde bir restoranda İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan’ı (58) bıçaklayarak öldüren Mustafa Can Gül (19), ‘Tasarlayarak Canavarca Hisle Kasten Öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davada ilk kez hakim karşısına çıktı.
Editör: İlk Haber
16 Aralık 2025 - 18:18 - Güncelleme: 16 Aralık 2025 - 19:16
Mustafa Can Gül savunmasında, “O gün Ercan maşa ile üzerime saldırınca boğuşmanın
etkisi ile bıçaklama olayı gerçekleşti. Sonrasında bıçak onun boynunda
kalmıştı. Bıçağı çıkartmaya çalışırken gördüm. Sonrasında ben gidip
bıçağı oradan çektim, kesme şeklinde bir eylemim olmadı. Kesme izleri
bıçağı çıkartırken, bıçağın girmiş olduğu yerden ötürü kendiliğinden
oluşan izlerdir. Ayrıca ben psikolojik tedavi de görmekteyim, ayrıca
tedaviye ilişkin haplarımı da kullanmaktayım”dedi.
Tanık olarak dinlenen Celal Can ise ifadesinde, “sanığın, Ercan’ın boğazını dairesel
hareketle kestiğini gördüm. Bu olayı bilerek ve isteyerek yaptı” dedi.
Olay,Çekmeköy Ömerli Mahallesi’nde 3 Eylül 20205 tarihinde saat 21.15 sıralarında
meydana geldi. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda Genel Soruşturma Bürosu'nda görevli
Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan, daha önceden aynı restoranda çalışan ve husumetli olduğu öğrenilen 19 yaşındaki Mustafa Can Gül tarafından boğazından bıçaklandı. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrol de,, Savcı Kayhan'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Şüpheli Mustafa Can Gül, Polis ekiplerinin çalışması sonucu gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerin ardından 4 Eylül’de Kartal'daki Anadolu Adliyesi'ne getirilen şüpheli Mustafa Can Gül ifadesinde, “kalan paramı almak için gittim, ilk olarak büfe içerisinde duran Bilal
Bilgin’in yanına gittim, kalan paramı istedim. Bilal daha bir sey söyleyemeden Ercan Kayhan içeri girdi, beni iterek "dur yapma" demeye başladı. Ben o sırada kimseye bir şey yapmıyordum, o beni itince ben de onu itmeye başladım. Aramızda arbede çıktı, kargaşa sırasında ikimizde masa üzerinde duran bıçağa uzanmaya çalıştık. O sırada bıçak bir onun eline bir benim elime gitti geldi, bıçak benim elime geçince ben önce davranarak karnına doğru savurdum, bıçak isabet etmedi, itişme sırasında büfeden dışarı çıktık yine itişme sırasında kendimi savunma içgüdüsü olarak istemsizce elimdeki bıçağı boynuna sapladım.
Bu sırada Ercan Kayhan yere düştü, yine neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde bir anlık panikle Ercan Kayhan yerdeyken bıçakla boğazını kestim. Ercan kanlar içinde hareketsiz yerde yatarken kaçmadım,
işletmenin kapısına doğru gittim ve Jandarma ekipleri gelince teslim oldum. Olay benimle Ercan Kayhan arasında yaşandı. Bilal Bilgin'e karşı bir saldırı girişimim olmadı, ben Ercan Kayhan isimli şahısla yalnızca konuşmaya gittim. Amacım onu öldürmek değildi, her şey bir anda panikle yaşandı. Ben sadece paramı almak için oraya gittim. Bilal Bilgin ile aramda herhangi bir husumet yoktur, kendisine saldırmamı gerektirecek bir durum da bulunmamaktadır” dedi. Mustafa Can Gül,Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tutuklandı.
Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, şüpheli Mustafa Can Gül hakkında, ‘Tasarlayarak Canavarca Hisle Kasten Öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Anadolu 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün ilk celsesi görülen duruşmaya,
tutuklu sanık Mustafa Can Gül, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunmasını yapan sanık Mustafa Can Gül, “Ben daha öncesinde ilgili iş yerinde çalışmıştım. Buradan alacağım bulunmaktaydı. İşletmeden uzaklaştırılmıştım ve oraya alınmıyordum, ancak Bilal Bilgin ile iletişimimiz bulunuyordu. Vefat eden Ercan Kayhan’dan Bilal rahatsızlık duyuyordu. Ortaklıkları pek iyi değildi, Bilal, ortaklığa son vermek için bir plan yaptı. Olay günü bıçak ile işletmede onu tehdit etmemi, üzerine gidersem dikkat çekmeyeceğini söyledi. Ben de o gün işletmeye gittim. Mutfakta duran bıçağı daha öncesinde konuştuğumuz üzere aldım. Bıçağı göstererek Bilal’in üzerine yürümeye başladım. O sırada vefat eden Ercan geldi. Ancak bana maşa ile saldırdığı için aramızda boğuşma gerçekleşti. Ben normalde sadece bıçak ile korkutacaktım, öldürme ya da yaralama gibi bir amacım yoktu. Hatta Bilal ile yapmış olduğumuz bu plana ek olarak, önceki tarihte işletmenin camlarını kırmamı da örnek olarak verebilirim. Bunun da sebebi Bilal’in ortaklıktan duyduğu rahatsızlıktır. Zaten cam kırma meselesinden benden şikayetçi de olmadılar. O gün Ercan maşa ile üzerime saldırınca boğuşmanın etkisi ile bıçaklama olayı gerçekleşti. Sonrasında bıçak onun boynunda kalmıştı. Bıçağı çıkartmaya çalışırken gördüm. Sonrasında ben gidip bıçağı oradan çektim, kesme şeklinde bir
eylemim olmadı. Kesme izleri bıçağı çıkartırken, bıçağın girmiş olduğu yerden ötürü kendiliğinden oluşan izlerdir. Ayrıca ben psikolojik tedavi de görmekteyim, ayrıca tedaviye ilişkin haplarımı da
kullanmaktayım. Buna ilişkin belgeyi tarafınıza sunuyorum. Beraatimi
istiyorum” dedi.
Sanık Mustafa Can Gül, soruşturma aşamasındaki ve mahkemedeki ifadelerinde çelişkinin bulunduğunun sorulması üzerine, “Benim şimdiki savunmalarım doğrudur. Olayı ilk olarak bu şekilde anlatmamamın sebebi, Bilal’in 3-4 aya dışarı çıkacağımı söylemesi ve ayrıca çıktıktan sonra bana araba da alacağını söylemesidir” dedi.
“PİŞMANLIĞINI DİLE GETİRMEDİ”
Hayatını kaybeden Ercan Kayhan’ın kızı Ömür Ece Kayhan, “ben o gün orada değildim, olayı görmedim. Sanıktan şikayetçiyim. En yüksek cezayı almasını istiyorum. Olaydan sonra sanık hiçbir şekilde iletişime geçmedi, pişmanlığını dile getirmedi” derken, oğlu Ersin Deniz Kayhan ise, “Babam insanlara yardım eden birisi olduğu için sanığa başka konularda hep yardımcı oldu. Sanıkta iş göremeyince elini ayağını çekti. Sanık da bunu kaldıramadığı için takıntılı hale geldi.Olaydan sonra bize ulaşmadı” dedi.
“SANIK BENİ BIRAKIP, ERCAN’A YÖNELDİ”
Ercan Kayhan ile iş ortağı olan ve duruşmada tanık olarak dinlenen Bilal Bilgin de, “Ercan ile işletmede fiili ortaklığımız vardı. Ben olay günü mutfakta sipariş hazırlıyordum. Bu sırada sanık Mustafa
mutfağa geldi. Mutfağa geldiği zaman doğrudan tezgahtan bıçağa uzandı. Bıçakla üzerime yürüdü. O sıra Ercan sanığı görüp yanımıza geldi ve ‘sen yine buraya mı geldin?’ şeklinde konuştu. Sanık, Ercan’ı görünce beni bırakıp ona doğru yürüdü ve bıçakla saldırdı. Ben o sırada bıçak ile kaç hamle yaptığını görmedim. Ercan yere düşmüştü. Ben sanığı onun üzerinden çekmeye çalıştım, ancak çekemedim. Sonrasında dışarı atladım ve yan tarafta bulunan karakola girip haber verdim. Döndüğümde vefat
etmişti. Ercan’ın sanığa hakaret ya da herhangi bir sözü olmadı. Sadece ‘neden geldin, ben sana gelme demedim mi’ şeklinde sözü oldu. Olay günü 14.30-15.30 sıralarında sanığı işletmenin yakın çevresinde görmedim, sadece olay sırasında gördüm” dedi.
Mahkeme başkanı bu sırada, sanık Mustafa Can Gül’ün, tanık Bilal Bilgin’in beyanı sırasında araya girmesi nedeniyle duruşma salonu dışına aldırdı. Mahkeme Başkanı, tanık Bilal Bilgin’e, sanığın ‘beni bu işe Bilal sürükledi, ben öldürmeyecektim’ savunmasını sorması üzerine Bilal Bilgin, “sanığın savunmaları külliyen yalandır. Ercan ile bir problemimiz yoktu. Daha öncesinde sanığın cam kırma eylemi doğrudur. İlk olarak şikayetçi olmuştuk. Ancak sonrasında Ercan beyin rızası üzerine şikayetten vazgeçtik. Sanık bana bıçak ile geldiğinde ben tezgahın arkasına geçerek kurtuldum. O sırada zaten Ercan geldi. Ben sanık ile 3 yıldır çalışmıyorum. Bir alacağı yoktur” dedi. Daha sonra sanık Mustafa Can Gül tekrardan duruşma salonuna getirildi.
‘SANIĞIN, ERCAN’IN BOĞAZINI DAİRESEL HAREKETLERLE KESTİĞİNİ GÖRDÜM’
Olay anında restoranda müşteri olan ve duruşmada tanık Celal Can, “Olay günü nişanlım Ayşegül Temel ile işletmeye gitmiştik. Ercan bizim aile dostumuz olurdu. Bir süre sohbet ettik. Kalktığında Ercan olayın olduğu bölüme gitti. Biz, sanığın geldiğini gördük ancak kendisini tanımadığımız için önemsemedik. Sanık mutfağa gitti, Bilal’i kovalıyordu. Ben şakalaşıyorlar sandım. Ercan müdahaleye gitti. Ayşegül, sanığın elinde bıçak gördüğünü söyledi. Bunun üzerine ben yanlarına koştum. Sanık, Ercan’ı boynundan tutmuş ve eğilmiş vaziyettelerdi. Her yerde kan vardı. Ercan’ın boğazından yoğun kan akıyordu. Aklıma hemen bitişikteki jandarma karakolu geldi, oraya araçla gittim. Durumu nöbetçilere anlattım. Birlikte hemen işletmeye döndük. Sanığı işletmenin dış çıkış kapısında gördük. Jandarmalar sanığı muhafaza altına aldılar. Sanığın, Ercan’ın boğazını dairesel hareketle kestiğini gördüm. Bu olayı bilerek ve isteyerek yaptı. Bilal’in yalnızca kovalandığını gördüm. Bilal’in kovalandığı sırada sanığın elinde bıçak olduğunu görmedim” dedi.
“ERCAN ABİNİN ACI İÇİNDE BAĞIRDIĞINI GÖRDÜM”
Tanık Ayşegül Temel de beyanında, “olay günü nişanlım Celal Can ile işletmeye yemek için gittik, bir süre oturduk. Ardından siparişlerimizi verdik. Ercan abi mangalın başına geçti. Bu sırada sanık geldi. Ben yaklaşık bir buçuk yıldır mekana gitmekteyim. Sanığı burada hiç görmedim. Ben sanığı müşterilerden biri sanmıştım. Ardından Ercan’ın elinde maşa ile mutfak kısmına gittiğini gördüm. Bir süre sonra Ercan abinin acı içinde bağırdığını duydum. Ardından oraya baktığımda sanık ile maktulü mutfağın giriş kapısında gördüm. Sanık, maktulün hemen arkasındaydı. Yaklaştığım zaman sanık sol kolu ile Ercan abinin başını kavradı ve bıçak ile maktulün boğazını kesti. Ercan abi sonra yere düştü. Ardından sanık, maktulün üzerine doğru yeniden bir şey yapar gibi oldu. Ancak ben o an duruma dikkat edemedim. Ambulansı arayanlardan biri bendim” dedi. Duruşma, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
etkisi ile bıçaklama olayı gerçekleşti. Sonrasında bıçak onun boynunda
kalmıştı. Bıçağı çıkartmaya çalışırken gördüm. Sonrasında ben gidip
bıçağı oradan çektim, kesme şeklinde bir eylemim olmadı. Kesme izleri
bıçağı çıkartırken, bıçağın girmiş olduğu yerden ötürü kendiliğinden
oluşan izlerdir. Ayrıca ben psikolojik tedavi de görmekteyim, ayrıca
tedaviye ilişkin haplarımı da kullanmaktayım”dedi.
Tanık olarak dinlenen Celal Can ise ifadesinde, “sanığın, Ercan’ın boğazını dairesel
hareketle kestiğini gördüm. Bu olayı bilerek ve isteyerek yaptı” dedi.
Olay,Çekmeköy Ömerli Mahallesi’nde 3 Eylül 20205 tarihinde saat 21.15 sıralarında
meydana geldi. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda Genel Soruşturma Bürosu'nda görevli
Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan, daha önceden aynı restoranda çalışan ve husumetli olduğu öğrenilen 19 yaşındaki Mustafa Can Gül tarafından boğazından bıçaklandı. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrol de,, Savcı Kayhan'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Şüpheli Mustafa Can Gül, Polis ekiplerinin çalışması sonucu gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerin ardından 4 Eylül’de Kartal'daki Anadolu Adliyesi'ne getirilen şüpheli Mustafa Can Gül ifadesinde, “kalan paramı almak için gittim, ilk olarak büfe içerisinde duran Bilal
Bilgin’in yanına gittim, kalan paramı istedim. Bilal daha bir sey söyleyemeden Ercan Kayhan içeri girdi, beni iterek "dur yapma" demeye başladı. Ben o sırada kimseye bir şey yapmıyordum, o beni itince ben de onu itmeye başladım. Aramızda arbede çıktı, kargaşa sırasında ikimizde masa üzerinde duran bıçağa uzanmaya çalıştık. O sırada bıçak bir onun eline bir benim elime gitti geldi, bıçak benim elime geçince ben önce davranarak karnına doğru savurdum, bıçak isabet etmedi, itişme sırasında büfeden dışarı çıktık yine itişme sırasında kendimi savunma içgüdüsü olarak istemsizce elimdeki bıçağı boynuna sapladım.
Bu sırada Ercan Kayhan yere düştü, yine neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde bir anlık panikle Ercan Kayhan yerdeyken bıçakla boğazını kestim. Ercan kanlar içinde hareketsiz yerde yatarken kaçmadım,
işletmenin kapısına doğru gittim ve Jandarma ekipleri gelince teslim oldum. Olay benimle Ercan Kayhan arasında yaşandı. Bilal Bilgin'e karşı bir saldırı girişimim olmadı, ben Ercan Kayhan isimli şahısla yalnızca konuşmaya gittim. Amacım onu öldürmek değildi, her şey bir anda panikle yaşandı. Ben sadece paramı almak için oraya gittim. Bilal Bilgin ile aramda herhangi bir husumet yoktur, kendisine saldırmamı gerektirecek bir durum da bulunmamaktadır” dedi. Mustafa Can Gül,Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tutuklandı.
Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, şüpheli Mustafa Can Gül hakkında, ‘Tasarlayarak Canavarca Hisle Kasten Öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Anadolu 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün ilk celsesi görülen duruşmaya,
tutuklu sanık Mustafa Can Gül, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunmasını yapan sanık Mustafa Can Gül, “Ben daha öncesinde ilgili iş yerinde çalışmıştım. Buradan alacağım bulunmaktaydı. İşletmeden uzaklaştırılmıştım ve oraya alınmıyordum, ancak Bilal Bilgin ile iletişimimiz bulunuyordu. Vefat eden Ercan Kayhan’dan Bilal rahatsızlık duyuyordu. Ortaklıkları pek iyi değildi, Bilal, ortaklığa son vermek için bir plan yaptı. Olay günü bıçak ile işletmede onu tehdit etmemi, üzerine gidersem dikkat çekmeyeceğini söyledi. Ben de o gün işletmeye gittim. Mutfakta duran bıçağı daha öncesinde konuştuğumuz üzere aldım. Bıçağı göstererek Bilal’in üzerine yürümeye başladım. O sırada vefat eden Ercan geldi. Ancak bana maşa ile saldırdığı için aramızda boğuşma gerçekleşti. Ben normalde sadece bıçak ile korkutacaktım, öldürme ya da yaralama gibi bir amacım yoktu. Hatta Bilal ile yapmış olduğumuz bu plana ek olarak, önceki tarihte işletmenin camlarını kırmamı da örnek olarak verebilirim. Bunun da sebebi Bilal’in ortaklıktan duyduğu rahatsızlıktır. Zaten cam kırma meselesinden benden şikayetçi de olmadılar. O gün Ercan maşa ile üzerime saldırınca boğuşmanın etkisi ile bıçaklama olayı gerçekleşti. Sonrasında bıçak onun boynunda kalmıştı. Bıçağı çıkartmaya çalışırken gördüm. Sonrasında ben gidip bıçağı oradan çektim, kesme şeklinde bir
eylemim olmadı. Kesme izleri bıçağı çıkartırken, bıçağın girmiş olduğu yerden ötürü kendiliğinden oluşan izlerdir. Ayrıca ben psikolojik tedavi de görmekteyim, ayrıca tedaviye ilişkin haplarımı da
kullanmaktayım. Buna ilişkin belgeyi tarafınıza sunuyorum. Beraatimi
istiyorum” dedi.
Sanık Mustafa Can Gül, soruşturma aşamasındaki ve mahkemedeki ifadelerinde çelişkinin bulunduğunun sorulması üzerine, “Benim şimdiki savunmalarım doğrudur. Olayı ilk olarak bu şekilde anlatmamamın sebebi, Bilal’in 3-4 aya dışarı çıkacağımı söylemesi ve ayrıca çıktıktan sonra bana araba da alacağını söylemesidir” dedi.
“PİŞMANLIĞINI DİLE GETİRMEDİ”
Hayatını kaybeden Ercan Kayhan’ın kızı Ömür Ece Kayhan, “ben o gün orada değildim, olayı görmedim. Sanıktan şikayetçiyim. En yüksek cezayı almasını istiyorum. Olaydan sonra sanık hiçbir şekilde iletişime geçmedi, pişmanlığını dile getirmedi” derken, oğlu Ersin Deniz Kayhan ise, “Babam insanlara yardım eden birisi olduğu için sanığa başka konularda hep yardımcı oldu. Sanıkta iş göremeyince elini ayağını çekti. Sanık da bunu kaldıramadığı için takıntılı hale geldi.Olaydan sonra bize ulaşmadı” dedi.
“SANIK BENİ BIRAKIP, ERCAN’A YÖNELDİ”
Ercan Kayhan ile iş ortağı olan ve duruşmada tanık olarak dinlenen Bilal Bilgin de, “Ercan ile işletmede fiili ortaklığımız vardı. Ben olay günü mutfakta sipariş hazırlıyordum. Bu sırada sanık Mustafa
mutfağa geldi. Mutfağa geldiği zaman doğrudan tezgahtan bıçağa uzandı. Bıçakla üzerime yürüdü. O sıra Ercan sanığı görüp yanımıza geldi ve ‘sen yine buraya mı geldin?’ şeklinde konuştu. Sanık, Ercan’ı görünce beni bırakıp ona doğru yürüdü ve bıçakla saldırdı. Ben o sırada bıçak ile kaç hamle yaptığını görmedim. Ercan yere düşmüştü. Ben sanığı onun üzerinden çekmeye çalıştım, ancak çekemedim. Sonrasında dışarı atladım ve yan tarafta bulunan karakola girip haber verdim. Döndüğümde vefat
etmişti. Ercan’ın sanığa hakaret ya da herhangi bir sözü olmadı. Sadece ‘neden geldin, ben sana gelme demedim mi’ şeklinde sözü oldu. Olay günü 14.30-15.30 sıralarında sanığı işletmenin yakın çevresinde görmedim, sadece olay sırasında gördüm” dedi.
Mahkeme başkanı bu sırada, sanık Mustafa Can Gül’ün, tanık Bilal Bilgin’in beyanı sırasında araya girmesi nedeniyle duruşma salonu dışına aldırdı. Mahkeme Başkanı, tanık Bilal Bilgin’e, sanığın ‘beni bu işe Bilal sürükledi, ben öldürmeyecektim’ savunmasını sorması üzerine Bilal Bilgin, “sanığın savunmaları külliyen yalandır. Ercan ile bir problemimiz yoktu. Daha öncesinde sanığın cam kırma eylemi doğrudur. İlk olarak şikayetçi olmuştuk. Ancak sonrasında Ercan beyin rızası üzerine şikayetten vazgeçtik. Sanık bana bıçak ile geldiğinde ben tezgahın arkasına geçerek kurtuldum. O sırada zaten Ercan geldi. Ben sanık ile 3 yıldır çalışmıyorum. Bir alacağı yoktur” dedi. Daha sonra sanık Mustafa Can Gül tekrardan duruşma salonuna getirildi.
‘SANIĞIN, ERCAN’IN BOĞAZINI DAİRESEL HAREKETLERLE KESTİĞİNİ GÖRDÜM’
Olay anında restoranda müşteri olan ve duruşmada tanık Celal Can, “Olay günü nişanlım Ayşegül Temel ile işletmeye gitmiştik. Ercan bizim aile dostumuz olurdu. Bir süre sohbet ettik. Kalktığında Ercan olayın olduğu bölüme gitti. Biz, sanığın geldiğini gördük ancak kendisini tanımadığımız için önemsemedik. Sanık mutfağa gitti, Bilal’i kovalıyordu. Ben şakalaşıyorlar sandım. Ercan müdahaleye gitti. Ayşegül, sanığın elinde bıçak gördüğünü söyledi. Bunun üzerine ben yanlarına koştum. Sanık, Ercan’ı boynundan tutmuş ve eğilmiş vaziyettelerdi. Her yerde kan vardı. Ercan’ın boğazından yoğun kan akıyordu. Aklıma hemen bitişikteki jandarma karakolu geldi, oraya araçla gittim. Durumu nöbetçilere anlattım. Birlikte hemen işletmeye döndük. Sanığı işletmenin dış çıkış kapısında gördük. Jandarmalar sanığı muhafaza altına aldılar. Sanığın, Ercan’ın boğazını dairesel hareketle kestiğini gördüm. Bu olayı bilerek ve isteyerek yaptı. Bilal’in yalnızca kovalandığını gördüm. Bilal’in kovalandığı sırada sanığın elinde bıçak olduğunu görmedim” dedi.
“ERCAN ABİNİN ACI İÇİNDE BAĞIRDIĞINI GÖRDÜM”
Tanık Ayşegül Temel de beyanında, “olay günü nişanlım Celal Can ile işletmeye yemek için gittik, bir süre oturduk. Ardından siparişlerimizi verdik. Ercan abi mangalın başına geçti. Bu sırada sanık geldi. Ben yaklaşık bir buçuk yıldır mekana gitmekteyim. Sanığı burada hiç görmedim. Ben sanığı müşterilerden biri sanmıştım. Ardından Ercan’ın elinde maşa ile mutfak kısmına gittiğini gördüm. Bir süre sonra Ercan abinin acı içinde bağırdığını duydum. Ardından oraya baktığımda sanık ile maktulü mutfağın giriş kapısında gördüm. Sanık, maktulün hemen arkasındaydı. Yaklaştığım zaman sanık sol kolu ile Ercan abinin başını kavradı ve bıçak ile maktulün boğazını kesti. Ercan abi sonra yere düştü. Ardından sanık, maktulün üzerine doğru yeniden bir şey yapar gibi oldu. Ancak ben o an duruma dikkat edemedim. Ambulansı arayanlardan biri bendim” dedi. Duruşma, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.







FACEBOOK YORUMLAR