Reklam

ANADİL?DE EĞİTİM VE ÖĞRETİM

ANADİL?DE EĞİTİM VE ÖĞRETİM
Editör: İlk Haber
01 Ocak 1970 - 00:00
Anadil insanın doğumla aile içinde ve özellikle annesinden öğrendiği konuşma dilidir.(1) Doğan her Türk çocuğu annesinden ve aile içinde Türkçe konuşmayı öğrenir ve o dili ile konuşur. Bu kural İngilizler için, Fransızlar için, Jamaikalılar, Araplar, Ruslar, Japonlar, Çinliler... için aynı olduğu gibi Kürtler için de aynıdır. Kürt anneden doğan çocuk Kürt ailesi içerisinde Kürtçe konuşmayı öğrenir ve bu anadili ile konuşmaya başlar. Bir dilin yaşaması için o dilin eğitim ve öğretiminin verilmesi gerekir, aksi taktirde geçen zaman içerisinde bu dil kısırlaşır ve kaybolur. Her Ülke vatandaşlarına anadillerinde eğitim ve öğretim verir. Ancak değişik anadile sahip vatandaşları olan Devletlerde tek resmi dil kullanıldığı, günümüz demokrasilerinde ise birden fazla resmi dil kullanımına da gidildiği gözlenmektedir. Hiçbir demokratik ülke yönetimi vatandaşlarına resmi dil dışındaki anadillerde öğretimine gidilemeyeceğini benimseyemez. Zira yukarıda açıklandığı üzere anadil öğretilmediği ve eğitim dili olmadığı sürece kaybolur. Oysa anadil kişinin doğal hakkıdır, insan hakları evrensel beyannamesinin 26.maddesinde her şahsın eğitim hakkının varlığı kabul edilmiştir. Aynı maddenin üçüncü bendinde ana baba çocuklarına verilecek eğitim nev?ini tercihen seçmek hakkına haiz oldukları saptanmıştır.(2) Yurttaş hakları beyannamesinin 11.maddesi ?her vatandaş serbestçe konuşabilir ve yazabilir? hükmünü içermektedir.(3)1961 Anayasamızın 10.maddesi, 1982 Anayasamızın 12.maddesi ile herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.(4) Anadil kişinin temel hak ve hürriyetleri arasında yer almaktadır.(5) Demokrasilerde fikir ve düşünce özgürlüğü mevcuttur. Bu nedenle anadil kullanılsın diyenlere de , anadilin kullanılmasına karşı olanlara da saygı duymalıyız. Bana göre ana dilde eğitim ve öğretimden korkmamak gerekir. Zira ülkede yerleşik bir eğitim ve öğretim planlaması, statüsü varsa bu plan ve statünün Türkçe dili ile öğretilmesi gibi Kürtçe, Lazca, Boşnakça vs. ile de öğretilebilir, bunun hiç bir zararı da olmaz. Dikkat edilecek husus eğitim ve öğretim birliğinin bozulmamasıdır.Örneğin, konu kurtuluş savaşını öğretmekse bunun Türkçe veya ülkedeki başka dille öğretilmesinde hiçbir anormallik doğmaz.Eğitim ve öğretim devletin temel görevlerindendir ve en iyi eğitim ve öğretim anadilde yapıldığında daha kolay ve randımanlı olur.Atatürk?ün önemli söylemlerinden biri ? Türk öğün çalış güven ? söylemidir. Bu söylem aynı zamanda çalışmadan milletimizdeki güven duygusunun zayıf olduğunu önceden sezinlemesidir. Önce kendimize güvenmeliyiz, sonra bu güvenle çalışıp işimizde başarılı olmalıyız, sonra da kendimizle ve işimizle güven duymalıyız. Ne yazık ki Atatürk sonrası halkımıza kuru kuruya övünmek pöfpöflenmiştir. Bu yersiz övünme toplumu kuru gürültü koparmaya yöneltmiştir. Kısaca Yüce Atatürk toplumumuzdaki güvensizliği bugünden yaklaşık yüzyıl öncesinden fark ettiği için bireyin ve toplumun kendisine güvenmesi gerektiğini bu veciz sözü ile işaret etmiştir.Ancak toplumumuzda ne yazık ki güvensizlik bir türlü bertaraf edilmemiştir. Bu nedenledir ki her yeniliğe, her atılıma, her açılıma ? aman ha bölünüyoruz, vatan elden gidiyor, birlik ve beraberliğimiz bozuluyor... ? diye bir bardak suda fırtına koparıyoruz. Bu ülke hepimizindir, ülke bütünlüğüne güvenmeliyiz ve her vatandaşımızın bu bütünlüğe saygı duyduğuna inanmalıyız. Bu inançla birlikte ülkeyi sadece ben seviyorum, başkası sevmiyor türü güvensizliklerden de kendimizi kurtarmalıyız. Hiç gereği yokken ve durup dururken ortaya çıkıp ? Bu vatanı böldürtmem? diyenler bölünme kelimesini aşina haline getirmediler mi ?Anadolu tarih boyunca değişik kültürlere, dillere , medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bundan sonrada ev sahipliğine devam edecektir. Bu bizim zenginliğimizi gösterir. Yerin altını kazdığımızda çıkan medeniyetin Urartulara, Hititlere, Frigyalılara, Sümerlere, Romalılara, Selçuklulara... ait olduğunu kullandıkları dillerine göre anlıyoruz.Şu halde kültürel zenginliğimizi devam ettirmek için milletimizi oluşturan toplumlarımızın anadillerini kullanmalarına, bu dillerin yaşaması için eğitim ve öğretimde dahi kullanılmasına yardımcı olmalıyız. Resmi dilimizin Türkçe olmasına zaten kimsenin itirazı olamaz.(1) Türk Dil Kurumu Sözlüğü, (2) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi metni,(3) Fransız Yurttaş Beyannamesi metni,(4) 1961 ve 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası,(5) Prf. Faruk Eren, Ahmet Güler Özgürlük ve Anayasa sorunları