Reklam

CHP’Lİ BELEDİYELER NE KADAR ŞEFFAF

CHP’Lİ BELEDİYELER NE KADAR ŞEFFAF
Editör: İlk Haber
12 Temmuz 2012 - 11:35

       CHP ve CHP’li belediyelerin hızla kan kaybettiği, kamuoyu yoklamalarıyla bilinmektedir.

Peki CHP’li belediyeler, o çok ağızlarından düşürmedikleri “Sosyal ve Şeffaf belediyecilik” uygulamasını hayata geçirebildiler mi.? Geçirememelerinin önündeki en büyük sebep neydi.?

 

       Bence bunun önündeki en büyük sebeplerden birinin, belediye başkanlarının Doktor olmalarından kaynaklandığını, her kesin bildiği doktorluktan gelen davranış biçimini ve yaşam tarzını, partinin yönetim kadrolarına ve parti tabanına dayatmalarından kaynaklandığını düşünüyorum.

      

       Bir diğer nedeni de, belediye başkanlarının CHP içindeki gerçek siyasetten yeteri kadar haberdar olmamalarından kaynaklanmaktadır.

 

       Bu yönetim biçiminin parti tabanında ve yönetim kadrosunda kabul görmediği gün gibi iken, bu davranış biçimlerinde ısrar etmeleri de partiyi bitme noktasına getirmiştir.

       Bu belediye başkanları CHP’li olabilirler ancak, CHP içindeki reel siyasetten yeteri kadar haberdar olmadıkları için uyum sağlayamamış ancak partiyi kendilerine uydurmaya çalışmışlardır.
       Bu durum, parti içinde bazı çelişkilerin  ortaya çıkmasını da  tetiklemiştir.

 

 

Peki, “Şeffaf ve Sosyal belediyecilik yapacağız” iddiasıyla seçilen bir belediye başkanı neden “Kriptolu” telefon kullanır. Buna neden ihtiyaç duyar.

 

Şeffaf belediyecilik yapacağını iddia eden bir belediye başkanı, idarenin bütün kapılarını meclis üyelerine neden kapatır.? Kapatırsa neden kapatır.?

 

Şeffaf belediyecilik yapacağını iddia eden bir belediye başkanı, kimin kiminle konuştuğuyla neden uğraşır.? Bu tür söylem ve davranışlara neden itibar eder.?

 

Bir belediye başkanı, kendisinin sevmediği bir yöneticiyle görüştü diye personeline  baskı uygulayabilir mi.?

 

Bir belediye başkanı, bazı meclis üyeleriyle ilgili iş adamlarına bazı sorular sorabilir mi.?

 

Bir belediye başkanı, herkese açık ve aleni yapılan meclisin, tutanaklarını talep eden meclis üyelerine dilekçe mecburiyet getirebilir mi.?

 

Bir belediye’de başkan yardımcılarının ve meclis üyelerinin öğrenemeyeceği bilgi olabilir mi.?

 

Partiyi ve yönetimini bu kadar yok sayan bir belediye başkanı olabilir mi.?

Bu kadar olumsuzluğu görmezden gelen bir meclis grubu, ilçe başkanı ilçe yönetimi olabilir mi.?

 

Olur, o parti CHP ise olur..

 

       Bu belediye başkanları   “Şeffaf ve Sosyal belediyecilik yapacağız” demediler mi.? Dediler. Peki bu güne kadar hangi icraatlarını, bu halkla paylaştılar. Bırakın halkı, kendi yönetim kadroları ve meclis üyeleri bile bazı projeleri ancak meclise geldikten sonra öğrenmedi mi..?

      Bu belediye başkanları  Halkın içinde olmadığı hiçbir projeye onay vermeyeceğim” demedi mi.? Dedi.

Peki  hangi projeyi halka danışıp öyle uygulamaya koydular, hangi projesi için mahallelere sandık koyup “ben şu projeye yapacağım ne diyorsunuz” diye sordular, hangi proje için meydanlarda toplantı yapıp “ben şöyle şeyle bir proje yapacağı ne diyorsunuz” diye sordular.? Hiç birine..

       Kendileri yaptı bu halka ve partiye dayattı. Ama görüldü ki olmadı, olmuyor.!

Ama onlar, yanlarındaki birkaç pohpoh’çu nun sözlerine itibar ederek olduğunu sanıyorlar.!

 

Bu gün partinin büyük bölümü, belediye başkanlarına ve yönetimine adeta isyan etmektedir. Yapılanlar partilileri çileden çıkarmıştır. Durum gittikçe de vahim bir hal almaktadır.

 

Bana göre, partinin bu duruma düşmesinde İlçe Başkanlarının büyük sorumluluğu ve vebali vardır. Çünkü balık baştan kokar..