Reklam

Kılıçdaroğlu ve Kürt Meselesi

Kılıçdaroğlu ve Kürt Meselesi
Editör: İlk Haber
01 Ocak 1970 - 00:00
Sosyal demokrasinin tarihsel arka planında Marksizm var. Sosyal demokrasi, yirminci yüzyılın başında, Marksizmin temel değerlerine sırtını dönmüş, ?kapitalizmi tasfiye edip emeğin doğrudan yönetimini kurma? fikrini terk etmiş, kapitalizmin demokratik mücadele yoluyla ?insanileştirilmesi? ve ?terbiye edilmiş sermaye? ile emeğin birlikte yaşaması fikrini tercih etmiş ?eski yoldaşlarımız? tarafından kuruldu.Komünist ve sosyal demokrat kimliklerdeki ayrışma da o yıllarda başladı. O zamana kadar kendilerini sosyal demokrat kimlikle ifade eden Marksistler, artık sadece komünist kimliği kullanmaya başladılar. Lenin, bu konuda şöyle diyordu; ?Sosyal demokrat ismi, burjuvaziyle uzlaşmayı ve satılmayı ifade ediyor. Bu isim kirlendi. O nedenle adımızı komünist olarak değiştiriyoruz?Türkiye?deki sosyal demokrasinin tarihsel arka planında Marksizmin M?sine bile rastlanmaz. Bizdeki sosyal demokrasi emek hareketi içinde oluşmadı. Türkiye sosyal demokrasisi, Kemalist ideolojiden beslenen ?devletli? bir sosyal demokrasidir.Hikaye özetle şöyle:60?lı yıllar, Türkiye sosyalistlerinin çoğalma yıllarıdır. Sosyalizm amacını ilan ederek siyasal mücadele sürdüren Türkiye İşçi Partisi, kısa sürede muazzam bir etkinlik kurmaya başladı. Bu durum CHP?yi rahatsız etti ve CHP, Türkiye İşçi Partisi?nin önünü kesmek, sosyalist çoğalmayı engellemek için kendini yeniden tarif etme ihtiyacı duydu. Bu düşünceyle ?solcu? olmaya karar veren İnönü, 1965 seçimlerinin öncesinde CHP?nin, ?ortanın solunda? bir parti olduğunu açıkladı. Anadolu coğrafyasındaki sosyal demokrasinin tarihsel serüveni de böylece başlamış oldu.Ne var ki, 1970?lı yılların ortalarına kadar, solcu olduğunu iddia eden CHP?de hiçbir sosyal demokrat özelliğe rastlanmamıştır. Ancak, ?73 seçimlerinde ?Halkçı Ecevit? sloganıyla iktidar olan CHP?nin, sosyal demokrat ideolojiyle ilişki kurmaya başladığını söylemek mümkündür.12 Eylül sonrası süreç boyunca da sosyal demokrat fikirlere mesafeli duran CHP, özellikle son yıllarda sürdürdüğü siyasal faaliyetlerinde geleneksel Kemalist ideolojiyi öne çıkardı. Vasat bir sosyal demokrat partinin yapması gerekenleri bile yapmadı; emeğin sorunlarına ilgisiz kaldı ve Kürt sorununu ?kılıçla halletmek? gerektiğini vaaz edip durdu?Ve şimdi, ?görülen lüzum üzerine? Türkiye siyasetini yeniden dizayn eden güçlerce tasfiye edilen Deniz Baykal?ın yerine getirilen Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden, CHP?nin sosyal demokrat fikirlerle buluşması için yoğun bir faaliyet yürütülüyor.Dersim Kürdü ve Alevi olan ve dahi başına bir de ?Ecevit kasketi? geçirilen Kılıçdaroğlu ile ?yenilenen? CHP, siyasal ömrünü tüketmeye başlayan AKP?nin yerine, ciddiye alınması gereken bir iktidar alternatifi olarak hazırlanıyor.Şurası açık; CHP, şayet sosyal demokrat ideolojiyle kendini yenilemeyi ve iktidar olmayı başarırsa, elbette emeğin tarihsel sorununu çözmek, emeğin kapitalist sömürüden kurtuluşunu sağlamak için hiçbir şey yapmayacak ve fakat, bütün sosyal demokrat iktidarların yaptıkları gibi, emeğin ve insanlığın özgür geleceğini dert edinen devrimci komünist güçlere karşı mücadele edecek.Peki, Kemalist damardan beslenerek bugünlere gelen CHP, ?yenilenmiş? haliyle, memleketin en yakıcı meselesi haline gelen Kürt meselesinin çözümünü gündemine alır mı?Sorunun yanıtı İmralı?dan geliyor; Öcalan der ki, ?Hükümete, Başbakan?a söylüyorum. Bu sorunu halletmezseniz zaten üç ay sonra gidersiniz. Ayaklarınızın altındaki toprak kayıyor. İşte görüyorsunuz, Kılıçdaroğlu geliyor. Başbakan?a diyorum ki, sen çözemezsen Kılıçdaroğlu çözecek.?Kılıçdaroğlu?nun kurultayda yaptığı konuşmayı bir Kürt gazeteci dostumla birlikte izledik. Kılıçdaroğlu konuşmasını bitirdiğinde gazeteci dostumun sinir katsayısı epeyce artmıştı. Söylenmeye başladı; ?Ne yani, şimdi yeni olan nedir?.. Kürt sorununu, halkımızın yoksulluğuna bağlıyor hala. Yoksulluk, işsizlik kalkarsa kimse dağa çıkmazmış!.. Üstelik sorunun adını bile koyamıyor; Kürt sorunu diyemiyor, etnik sorun falan diyor. Kürt sorunu çözülmeden bu ülkede hiçbir sorun çözülemez. Bunun bile farkında değil. Ecevit?ten, Baykal?dan farklı yeni bir düşünce yok burada? Olmadı Nazimiyeli Kemal, olmadı!...?Ben ?Kürt sorununu bunlar da çözemez? düşüncesindeki gazeteci dostuma katılmıyorum; şayet, tarifi mümkünsüz acılar ve yıkımlarla bugünlere taşınan asırlık Kürt meselesinden ulusal eşitlik ve özgürlük talebini çıkartır ve meseleyi üç buçuk maddelik demokratik talep düzeyine çekerseniz, elbette Öcalan?ın ?öngörüsü? de gerçekleşebilir, bu ?işi? Kılıçdaroğlu bile bitirebilir!..Sadık Varer
Günün Başlıkları