Reklam
AYDIN EKİCİ

AYDIN EKİCİ


FAŞİZM VE ZULÜM

07 Kasım 2020 - 01:21

Faşizm en geniş anlamıyla kan, gözyaşı, vahşet, zulüm, katliam, cinayet ve barbarlık demektir. Kısacası şiddet yanlısı ve uygulayıcısıdır. Irkçı, milliyetçi, gerici, şovenizm, açlık ve sefalettir. 
Faşizmi mümkün kılan gerek Almanyada, gerekse ispanyada örgütlü emeğin ezilmiş olmasıdır. Faşistler bu dönemde orta sınıfları maksimize ederek kapitalist, elit ve küçük burjuvazi arasındaki çelişkileri nötr hale getirmeleridir.
Egemen güçler kendi saltanatlarını sürdürmek adına içi boş bu kafatasçı, bilgi dağarcığı boş ırkçı, milliyetçi, gerici, kullanılmaya uygun katiller sürüsü oluşturmuşlardır. Bunların halka ve vatana ihanetten başka yaptıkları tek şey egemen güçlere uşaklık etmektir. Faşizm tarihsel gelişimini sınıflar arasındaki savaşa bağlayan geniş halk yığınlarının emekçilerin iktidarı olan sosyalizme karşı vermektedir. Faşizm aldatıcı bir dil kullanır. Özünde barışa, kardeşliğe, devrimci ve demokratik örgütlenmenin baş düşmanıdır. Bilimsel, demokratik, çağdaş eğitim ve aydınlanmaya karşıdırlar, bu nedenle her türlü şiddete başvurmaktan kaçınmazlar…
Proleteryanın egemenliğidışındaki tek adam rejim ve diktatörlüğünün hamurunu faşizm oluşturur. Hepsi de baskı, zulüm ve şiddetten beslenirler.
Dünyanın neresinde olursa olsun tek adam rejimi ve diktatörlüklerin adı faşizmdir. Kendi saltanatları ve servetlerini korumak için hiçbir canilik zulüm ve katliamdan kaçınmazlar. Kendi silahlı güçlerini ne acıdır ki halkın çocuklarından oluştururlar. O halk çocukları Farkına varmadan birer faşist suç makinasına dönüşürler. Dünyada sayısız örneklerle doludur… Kimi ırkçı, milliyetçi, dinci gerici eğitim, söylem kuşatmalar kimi farklı yalan ve tuzaklarla kandırılmaktadır!...
Devrimci sosyalist kesim ise yurdunu, halkını gözünden korurken iç ve dış her türlü tehlikeye karşı görevini layıkıyla yapar. Devrimciler liyakat sahibi, doğrudan, iyiden ödün vermeden liderlik vasıflarını devrimci duruş ve liderlik olarak taçlandırırlar.  Devrimciler teori ve pratiği aynı anda uygularla. Enternasyonalist birlik ve dayanışmayı ilke edinir, bilimsel demokratik çağdaş eğitim ve demokratik örgütlenmeden vazgeçmez, gücünü işçi sınıfından alır.
Faşizmin Ortaya Çıkışı (Tarihsel Gelişimi)
Faşizm krallıklar, diktatörlükler ve özel mülkiyetin ortaya çıkışı emperyalist güçlerle sarmal içinde palazlanarak dal budak salmış, sosyal ekonomik işgal ve savaşlarla varlığını sürdüregelmiştir…
Günümüzde bunun en tipik örneği ABD’nin başını çektiği emperyalist güçler dünya halklarına göz açtırmadıkları ülkelerde iç karışıklıklar, savaşlar, işgaller çıkararak ülkelerin yeraltıve yer üstü zenginlik kaynaklarına el koydukları, doğalarını yok ettikleri  (ekosistemi bozdukları) afet ve hastalıklara davetiye çıkardıkları günümüzde en tipik örneği Covid-19 ve benzeri vakalar olduğunu görüyoruz. Bunların tamamı bozdukları doğal yaşam, kar hırsının bir sonucudur. Kukla iktidarlar ise bir diğer sorundur.
Devrimci sosyalist güçlerin görevi tüm canlı cansız varlıkları korumak yaşatmak, yarınlara taşımak, ekosistemi muhafaza etmek, savaşlara dur demek ve barışı korumak, uluslar arası dayanışmayla taçlandırmaktan ibarettir. Enternasyonalist (uluslar arası) dayanışmanın ne denli önemli olduğunu açıkça görüyoruz. Tüm dünya halklarının kardeşliği, anti faşist güçlerin ne denli önemli olduğunu dünyadaki tüm emekçilerin birlik ve dayanışmasıyla faşizmi yenebiliriz. Aynı zamanda iktidara getirdikleri kukla iktidarlarına karşı da… 
Faşizmin en açık yansıması Louis Bonapart tarafından  1851 yılında kurulan diktatörlük düzeni üzerine yazdıkları gösterilmektedir.
Mussolini 30 ekim 1922’de iktidara geliş sürecini Bonapartizm’den yararlanmıştır. Kapitalistler tarafından sömürülen işçi sınıfı diğer tüm katmanlar üzerinde mutlak bir egemenlik kurmaya çalışmışlar. Burada da görülüyor ki faşizm kapitalizmin emperyalist halinin siyasi rejimi olarak ortaya çıkmaktadır. Büyük şirketlerin bir manipülasyonudur. 
Faşizmin bilimsel tanımı finans kapitalin en şoven, en gerici ve en emperyalist kesimlerinin açık terörist diktatörlüğüdür. Yani faşizm tekelci sermayenin diktatörlüğüdür. Hiçbir zaman aydınlığı sevmezler, sevenlere de yaşam hakkı tanımazlar, karanlık, tutucudurlar.
Dünyanın neresinde olursa olsun, tek adam diktatörlük, krallıkların özü faşizmdir. Aynı zamanda dinci gericilikten beslenirler. Ülkemizde ne yazık ki tarikat, cemaat, şeyhler müritler sarmalında hergün biraz daha karanlığa yuvarlanmaktadır. Bunların tamamı karanlıktan beslenirler, asla aydınlığı sevmezler, tümü birer canavar ve zararlıdırlar. Bunların ne insan (canlı) ne de cansız varlıklar umrunda değil, amaç değil araçtırlar.
Tarihin şahitlik ettiği İspanyada Franko, İtalyada Mussolini, Almanyada Hitler, Şilide pinoşe günümüzde dinci gericilikten beslenen ırkçı gerici milliyetçi tek adam diktatörlükleri…
Yazımın ikinci bölümünde faşizmin tarihsel gelişimi, bilinen faşist diktatörlüklerin hazin sonları, günümüzde nasıl kılık değiştirerek halkı ve dünyayı aldattıklarını ele alacağım…
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum