Sevgili okurlarım ben de dindar bir aileden gelen biriyim…
Bu yazımda dindar ile dinciler arasındaki farkı açıklamayı bir görev saydım.
Değerli okurlarım, dindar insan inancını bir başka canlıya zarar vermeden tertemiz duygularla dininin emrettiği şekilde yaşayandır…
Dinci ise dini kendi bireysel çıkarları uğruna pervasızca en iğrenç şekilde kullanan kişi, kurum, kuruluşlardan oluşmaktadır.
Bugün ülkemizde dincilerin tartışmasız (egemenlikleri) hakimiyetleri açıkça görülmekte ve yaşanmaktadır. Bunların sayısı oldukça yüksektir, bunların tek amacı mevkii-makam, para ve güç sahibi olmaktır. Bunların sayısı %70’i aşmaktadır.
Ülkemiz tarihinde görülmemiş ölçüde dinci gerici sarmalında inim inim inlemekte, her geçen gün biraz daha karanlığa gömülmekte, dinci tayfa zevk ve sefa içinde gününü gün etmekte, yapılan her kötülüğü mübah saymaktadır…
İslam dininin reddettiği tüm iğrenç, akla hayale gelmeyecek her türlü kütülüğü, fenalığı yapmaya devam etmektedirler.
Özellikle siyasi aktörlerin %99’u dinci tayfasında vurgunu, soygunu, talanı, hırsızlığı, yolsuzluğu, zulmü, adaletsizliği, ötekileştirmeyi, ayrıştırmayı, itibarsızlaştırmayı… hatta vatanın en kutsal değerlerini yok pahasına yerli yabancı sermayedarlara peşkeş çekmeyi kutsal görevleri olduğunu kabul etmiş görünüyorlar. Namus kavramının dahi ayaklar altına alındığı, eğitim kurumlarında çocuk yaştaki cinsel istismarların sayısının binlerle ifade edildiği gerçeğine rağmen tüm bu rezilliklerin üstünü din imanla örtmeleri açıkça yüce dinimize yapılan en büyük kötülüktür.
Kısacası bunların hiçbir icraatlarının dinimizle uzaktan yakından ilgisi alakası yoktur.
Artık Türk halkının akıl ve vicdanını kullanıp bu kötülüklere dur deme zamanıdır.
FACEBOOK YORUMLAR